Tatar Çölü-Dino Buzzati (İnceleme)
Tatar Çölü, Dino Buzzati’nin 1940 yılında yayımlanan ilk
romanıdır. Kitap şehir hayatından çok uzakta bir kaleye atanan Giovanni
Drogo’nun karşılaştığı olayları konu almaktadır.
DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR.
Teğmen Giovanni Drogo, Bastiani Kalesi’nde göreve
başlayacaktır. Akademiden yeni mezun olmuştur ve bu ilk görevidir. Bastiani
Kalesi terk edilmiş bir hiçliğin ortasındadır. Drogo kaleye vardığı ilk andan
itibaren oradan kaçmanın planlarını yapar. Kalenin arka tarafında “Tatar Çölü”
olarak adlandırılan bir çöl vardır. Nöbetçiler haricinde oraya gitmek yasak
olsa da Drogo yasağı bir şekilde delerek çölü görür. Drogo için günler sıkıcı
geçmektedir. Herkese kalede yalnızca dört ay kalıp gideceğini söylemektedir.
Dört ay çabucak geçer ve Drogo’nun gidiş günü gelir çatar. Binbaşıdan aldığı
fikirle doktora gider ve hasta raporu yazdırır fakat daha sonra gitmekten
vazgeçer. Bir gün Drogo bir tabyaya nöbete gider. Tabya, Tatar Çölü’ne
bakmaktadır. Etrafı seyrederken bir karaltı fark eder. Bir süre sonra bu
karaltının bir at olduğunu fark ederler. Askerlerden biri atın kendi atı
olduğunu zannetmektedir. Atı almak için diğer arkadaşlarından ayrılır. Kaleye
dönmek istediğinde de nöbetçiler tarafından vurulur.
Bir gün kalede alarm verilir. Alarmın sebebi yaklaşmakta
olan bir grup insandır. Kaledekiler bu grubun düşman olduğuna inanmaktadır. Sonuçta
gelenlerin düşman olmadığı anlaşılır. Drogo için kalede dört yıl monoton bir
şekilde geçmiştir. Dördüncü yılında iki aylık iznini kullanır ve bir zamanlar
yaşadığı şehre gider. Şehri ve insanlarını hayli değişmiş bir şekilde bulur.
İki aylık izin çabuk geçer ve Drogo görevinin başına dönmek üzere yola çıkar.
Bu arada annesinin ısrarıyla tayinini istemek için generalin huzuruna çıkar fakat
Bastiani Kalesi’nde pek çok kişinin tayinini istediğini öğrenir. Drogo kaleye
döndüğünde tayini çıkan subayların teker teker ayrıldığına şahit olur. Yıllar
birbirini kovalar ve Drogo önce yüzbaşı sonra da binbaşı olur. Artık yaşlı bir
adam olan Drogo, emekliliğini beklemektedir. Bir gün kuzeyden düşmanlar görülür
ve kale alarma geçer. Drogo ise bu sırada hasta yatmaktadır. Yıllardır
beklediği bu fırsatı kaçırmaktadır.
DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR.
Tatar Çölü’nün başkarakteri Giovanni Drogo, görevine bağlı
ve işini seven bir subaydır başlarda fakat kaleye geldiği ilk günden itibaren
oradan gitmenin planlarını yapmaktadır. Eline defalarca fırsat geçmesine rağmen
bu fırsatları değerlendiremez, nihayetinde gitmek istese de kaleden ayrılamaz
ve yazgısına boyun eğer. Buzzati, kurduğu kale metaforuyla okuyucuya yazgıyı
anlatmaktadır. Ne olursa olsun birey yazgısına boyun eğmek durumundadır.
Buzzati eserinde hiçlik ve varoluş gibi kavramları da ele
almıştır. Hayat aslında bir hiçlikten ibarettir. Çölün ortasında yaşamakla
kalabalık bir şehirde yaşamak arasında aslında bir fark yoktur. Her iki durumda
da bireyin yazgısı onu getirdiğinden bu insanın kabul etmek zorunda olduğu bir
şeydir. Yapılan özgür seçimlerden ibaret olsa da yine de kadere karşı bir
kabullenme söz konusudur. Kişi ne kadar isyan ederse etsin yaptığı seçimlerin
sonucuna katlanmak zorundadır. Yaptığı seçimler onu bir felakete de sürüklese
sonuç değişmeyecektir.
Tatar Çölü’nde bir bekleyiş söz konusudur. Bastiani Kalesi’ne
giden askerler görev süreleri boyunca sınır ötesinden düşmanların gelmesini
beklemektedir. Zaman zaman yaptıkları gözlemler sırasında düşman zannettikleri
karaltılar görmektedirler. Bu karaltılar kaledeki askerleri alarma geçirir
fakat nihayetinde altından bir şey çıkmaz. Sonuç olarak kaledeki bekleyiş devam
eder ama nihayete ermez.
Tatar Çölü oldukça derin anlamlar içeren bir eserdir. Olay
kurgusu çok zengin değildir ki bu konuyu işlemek için daha zengin bir kurguya
da ihtiyaç yoktur. Oldukça rahat okunan bir eser olduğunu söylemek lazım. Yazar
fazla kelime oyunu yapmamış, eser oldukça yalın bir anlatıma sahip. Tüm bu
özellikler yan yana koyulduğunda Tatar Çölü okunmayı kesinlikle hak eden bir
eserdir.
Yorumlar
Yorum Gönder