Dublinliler-James Joyce (İnceleme)
Dublinliler ya da orijinal adıyla “Dubliners”, James
Joyce’un 1914 yılında yazdığı ve temelini, çevirmen Murat Belge’nin de kitabın
önsözünde yazdığı gibi “Dublinlilik” ekseninden alan, toplama hikâyelerini
içeren eseridir.
Kitabı okurken, James Joyce’un dönemin siyasi ve gündelik
şartları hakkında neler düşündüğünü ustaca ve okuyucuya sezdirmeden satır
aralarına yerleştirdiğini görmek mümkün. James Joyce, kitabı yazdığı dönemde
yeni yeni Dublin’i ikiye bölmeye başlayan milliyetçilik düşüncelerinin ve
Katolik-Protestan kamplaşmasının altını çiziyor ve okuyucuya “İşte her şey
böyle başladı.” diyor.
Kitapta farklı ana fikirler içeren fakat Dublinli olmayı
temel alan on beş farklı hikâye yer almakta. Aşağıda bu hikayelerden kısaca
bahsedeceğim.
DİKKAT! BU BÖLÜM
KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERİR.
1)
Kız
Kardeşler: Bir rahibin ölümünü anlatan, rahibin ölümü kabullenişini ve
tasarılarından bahseden bir hikâyedir.
2)
Bir
Karşılaşma: Joyce bu öyküde bir çocuğun gözünden kısa bir sahneyi anlatır.
Katolik- Protestan çatışmasının gölgesinde, Amerikan Kızılderili hikâyeleriyle
büyüyen bir okul çocuğunun gözünden bize Dublin’i gösterir.
3)
Araby:
Şark kültüründen esintiler içeren bir hikâyedir. Egzotik ürünler satan bir dükkânı
konu alır. Joyce burada, doğu ile batı kültürü arasında bir köprü kurmaya
çalışmıştır.
4)
Eveline:
Frank adlı bir denizci ile Dublin’den Buenos Aires’e kaçmayı planlayan
Eveline’in hikâyesidir. Eveline ne kadar kaçmak istese de Dublin onu sürekli
çekmekte ve bir şekilde kendine bağlamaktadır. Joyce, bu öyküde Dublin’e
duyduğu aşk-nefret ilişkisini ve kaçış düşüncelerini aktarır.
5)
Yarıştan
Sonra: Dublin’de gerçekleşen bir otomobil yarışı sonrası şehre pek çok
milletten insan gelmiştir. Jimmy adlı İrlandalı genç, bu yabancı insanlarla
tanışır ve onlarla hoş vakit geçirir. Joyce bu hikâyede “İşte hayat buydu.”
ifadesini kullanırken farklı milletlerden insanların bir araya geldiklerinde
tüm farklılıklarına rağmen barış içinde hoş vakit geçirebileceğini vurgular.
6)
İki
Çapkın: İşsiz güçsüz iki çapkın arkadaşın Dublin sokaklarında paralı bir
kadın bulup onu kandırmaya çalışmalarını konu alan bir hikâyedir.
7)
Pansiyon:
Dublin’de genç kızıyla pansiyon işleten bir kadının öyküsüdür. Kadının kızı,
pansiyonda kalan bekâr bir adamla ilişki kurmuştur. Pansiyon sahibesi kadın,
kızının namusunun temize çıkması gerektiğini söyler ve adamla konuşmaya karar
verir fakat adamın kızla evlenmeye niyeti yoktur. Adam kızı bayağı biri olarak
görmektedir.
8)
Küçük Bir
Bulut: Hayatta istediğini yapamamış ve kendini özgür hissetmeyen Küçük
Chandler adında bir adamı konu alır. Bir gün Küçük Chandler, dünyayı dolaşmış
fakat eğitim ve kültür seviyesi ondan çok daha aşağıda olan bir arkadaşı ile
karşılaşır. Arkadaşı sürekli kendi anılarını ve gezdiği yerleri anlatmaktadır.
Küçük Chandler kıskanma ile karışık bir öfkeyle arkadaşını dinlemekte, bir
yandan da ona öykünmektedir fakat karısına ve küçük çocuğuna karşı
sorumlulukları onu Dublin’e bağlamaktadır. Joyce bu öyküde Dublin’e olan mahkûmiyeti,
Küçük Chandler karakteri üstünden okuyucuya sunmaktadır.
9)
Suretler:
Farrington adlı bir adamın öyküsüdür. Farrington, sıkıcı iş hayatından bunalıp
tefeciden aldığı borçla barda içip rahatlayan bir adamdır. Joyce burada monoton
hayatın bunalttığı insanları ve ailelerinin yaşadığı dramı anlatır.
10) Toprak
11)
Üzücü Bir
Olay: Mr Duffy adında yalnız bir adamı konu alır. Tek dostu Mrs Sinico olan
Mr Duffy, Mrs Sinico’nun evli olması sebebiyle bir daha onunla görüşmeme kararı
alır. Bir gün Mr Duffy, Mrs Sinico’nun öldüğünü öğrenir. Bu haber üzerine
kendini çok daha yalnız ve terk edilmiş hisseder. Joyce, Mr. Duffy’nin
yalnızlığını Dublin’in “kahverengi tonu” ile anlatır. Mr. Duffy o kahverengi
sokaklarda yapayalnız dolaşırken, öldüğünde onu Mrs Sinico’yu hatırlayan
kendisi gibi hatırlayacak birinin olup olmayacağını düşünür.
12)
İdarehanede
Ulusal Bayram Günü: Bir idarehanede İrlanda politikası ve Charles Parnell
üzerine konuşan birkaç adamın öyküsüdür. Joyce bu hikâyede milliyetçiliğe
bakışını idarehanedeki adamların ağzından okuyucuya sunar.
13) Bir Anne
14)
Acınma:
Protestanlıktan Katolikliğe dönen Mr Kernan isminde bir adamın hikâyesidir.
Dublinli birkaç orta yaşlı Katoliğin Katoliklik üzerine yaptığı konuşmaları
içerir.
15)
Ölüler:
Kitabın en uzun öyküsüdür. Bu hikâyede Joyce, Gabriel adındaki bir adam ile
karısı Gretta’nın noel gecesini anlatır. Çift, Gabriel’in teyzesinin yaşadığı malikânede
verilen noel yemeğine katılır. Gretta yemek sırasında duyduğu bir şarkı üzerine
duygulanır fakat Gabriel bu duruma anlam veremez. Nihayetinde Gretta, bu
şarkının ona bir zamanlar âşık olan fakat talihsiz bir şekilde ölmüş bir genci
hatırlattığını kocasına itiraf eder. Bu olay Gabriel’i yaşayan bir ölüye
çevirir.
DİKKAT! BU BÖLÜM
KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERİR.
Joyce bu eserde yazdığı on beş hikâyede Katolik-Protestan
çatışması gibi sosyolojik meselelerden, Dublinli olma ve Dublin’den kaçışı
hayal eden insanların gündelik hayatlarına ve Dublin’in sıradan insanların
hayatları üzerinde bıraktığı derin psikolojik yaralara kadar pek çok olgudan
bahseder. Kitap Dublin ve Dublinliler ile alakalı olabilir fakat Joyce’un Parnell’den bahsederken milliyetçilik kavramı
hakkında evrensele ulaştığını söylemek pek yanlış olmaz.
Peki bu kitabı neden okumalısınız?
Bu kitabı okumalısınız, çünkü Dublinliler, Joyce’un farklı
bedenlerde, kendini anlattığı önemli bir eserdir. Çünkü tüm insanların çıkar
çatışmalarından uzak, kardeşçe yaşayabileceği bir dünyaya duyulan özlemin
öyküsüdür Dublinliler ve çevirmen Murat Belge’nin de belirttiği üzere ayrı ayrı
öykülerden oluşsa da aslında bir bütündür.
Yorumlar
Yorum Gönder