Kayıtlar

Kasım 3, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Clarissa-Stefan Zweig (İnceleme)

Resim
Clarissa, Knut Beck’in Stefan Zweig’ın taslaklarından oluşturduğu, Zweig’ın ölümünden sonra yayımlanan romanıdır. Kitapta Clarissa adında genç bir kadının Birinci Dünya Savaşı öncesinde, sırasında ve sonrasında yaşadıkları anlatılmaktadır. Savaş öncesi özgür Avrupa’da filizlenen bir aşkın meyvesinin bir kadını, savaş sonrası bir harabeye çevirmesinin romanı Clarissa. Savaşın griye boyadığı bir dünyada onuruyla ve aşkıyla ayakta kalmaya çalışan genç bir kadının hikâyesi. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR. Clarissa, asker bir babanın kızıdır. Küçük yaşta annesini kaybetmiş, o ve ağabeyi yatılı okullarda okumak üzere gönderilmiştir. Clarissa’nın asker babası her hafta ondan okulda o hafta neler öğrendiğini kendisine rapor etmesini istemektedir. Böylece kızının hayatına ortak olabileceğini düşünmektedir fakat bu durum Clarissa’nın hoşuna gitmemektedir. Clarissa’nın ağabeyi Eduard subay okulunda okumaktadır. Babası ve ağabeyi düzenli olarak Cla

Cesur Yeni Dünya-Aldous Huxley (İnceleme)

Resim
Cesur Yeni Dünya ya da orijinal adıyla “Brave New World”, Aldous Huxley’in 1932 yılında yayımlanmış, distopya tanımına ucundan kıyısından uyabilecek bir eseridir. Öte yandan tam bir distopya olan 1984’te George Orwell’in yaptığı gibi, çok ağır bir korku havası da sezilmiyor eserden. Çoğu eleştirmene göre yazarı Aldous Huxley’in ne anlatmaya çalıştığı ve tam olarak hangi cenahta yer aldığı net bir biçimde anlaşılamasa da "Yeni Dünya" üzerine yapılmış ekonomik, sosyal ve politik bir eleştiri olduğunu düşünmediğimi belirtmemde fayda var. Huxley eserde, yapay döllenme ile laboratuvar koşullarında üretilen, şartlandırma teknikleri ve çeşitli süreçler ile yazgıları çizilen ve “soma” adı verilen haz verici maddelerle insani duygulardan arındırılan insanlardan oluşmuş, tamir etmektense tüketmeye yönelmiş ve her türlü çatışmadan uzak apolitik bir toplum yapısı öngörmüştür. Seks hormonlu sakızlar, sürekli cinselliği düşünen insanlar için yapılmış duygusal ve anlamsız filmle

Casus-Joseph Conrad (İnceleme)

Resim
Casus, Joseph Conrad’ın 1907’de yayımlanan romanıdır. Kitapta bir casusun planladığı ve uygulamaya geçirdiği bir terör eylemi üzerine yaşananlar konu alınmaktadır. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİLER İÇERMEKTEDİR. Londralı bir esnaf olan Adolf Verloc’un karısı Winnie Verloc, eşi, annesi ve engelli kardeşiyle yaşamaktadır. Adolf Verloc aynı zamanda bir casustur. Bir ülkenin dışişleri bakanlığından maaş almaktadır. Bir gün Adolf büyükelçiliğe çağırılır ve ona ses getirecek bir eylem yapılmazsa işine son verileceği söylenir. Verloc ne yapacakları konusunda konuşmak için diğer eylemcileri evine toplar. Sonunda Greenwich’de bir patlama olur. Olayın müsebbibi Adolf Verloc’tur. Patlama görünüşe göre bir canlı bombanın işidir ya da fünyeyi yanlışlıkla tetiklemiş dalgın biri tarafından gerçekleştirilmiştir. Polisler ilk andan itibaren olayın arkasında Verloc’un olduğunu düşünmektedirler. Verloc bu arada Avrupa’ya gider ve orada on gün kadar kalır, sonra da Londra’ya d

Bülbülü Öldürmek-Harper Lee (İnceleme)

Resim
Bülbülü Öldürmek, Harper Lee’nin 1960 yılında yayımlanan ilk ve tek romanıdır, 1930’larda ABD’deki ırkçı hareketleri bir çocuğun gözünden anlatmaktadır. Kitap 1961’de Pulitzer Ödülü almış, 1962’de ise kitaptan uyarlanan film üç dalda Oscar Ödülü almıştır. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETYALI BİLGİ İÇERMEKTEDİR. Scout ağabeyi Jem ve avukat olan babası Atticus Finch ile birlikte yaşayan bir kız çocuğudur. Çocuklar okula giderler ve boş zamanlarında dışarı çıkıp oyun oynarlar. Çocukların korktuğu bir ev vardır. Burada yaşayan Boo Radley adındaki adam hiç dışarı çıkmamaktadır. Halk arasında adam hakkında efsaneler dolaşmaktadır. Bir gün Scout, Jem ve arkadaşları Dill, Radley’İn evine girerler. Aniden bir patlama sesiyle korkarlar. Radley, tüfeğiyle bir zenciyi kovalamış ve havaya ateş açmıştır. Bir gece kasabada bir evde yangın çıkar. Yanan ev Jem ve Scout’un çok sevdiği Bayan Maudie’ye aittir. Bu arada Atticus tecavüzle suçlanan bir zencinin savunmasını üstlenmiştir. Bir

Boyalı Kuş-Jerzy Kosinski (İnceleme)

Resim
Boyalı Kuş, Jerzy Kosinski’nin 1965 yılında yayımlanmış romanıdır. Kitapta küçük bir çocuğun gözünden savaş ile onu yaratan ve yaşamak zorunda olan insanlar anlatılmaktadır. Boyalı Kuş yazıldığı dönemde büyük yankı uyandırmış, otuzdan fazla dile çevrilmiştir. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR. İkinci Dünya Savaşı’nın ilk yılında bir çocuk anne ve babası tarafından güvende olacağı bir yere gönderilmek üzere bir adama emanet edilir fakat daha sonra çocuğun ailesi adamın izini kaybeder. Çocuk, Marta adlı bir kadının yanına verilmiştir. Bir gün çocuk sesini duyurmak için Marta’nın kulübesini yakar. Anne ve babasının onu bulacağını düşünmektedir fakat bu düşüncesi gerçekleşmez. Marta’nın yanından kaçan çocuk Olga adlı bir şifacı tarafından sahiplenilir. Bir süre Olga’nın yanında kalan küçük çocuk daha sonra Olga’nın da yanından kaçar ve bir değirmencinin yanına yerleşir. Değirmencinin evinde kötü olaylara şahit olur ve oradan ayrılır. Kuş avlayan bir a

Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu-İtalo Calvino (İnceleme)

Resim
“Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu”, İtalo Calvino’nun 1979 yılında yayımlanmış, okur-yazar ilişkisi, yazmak ve hayat üzerine oldukça yerinde tahliller içeren kitabıdır. On farklı roman başlangıcı içeren fakat bu romanları ustaca birbirine bağlayan Calvino, yazar olarak kendi bakışının yanında bir kadın okuyucu ve bir erkek okuyucu gözünden kitaplara bakmış ve bu iki okuyucunun birbirleri ile olan ilişkilerini konu alan ve aynı zamanda tüm bu kitap başlangıçlarını da içine alan bir kurgu oluşturmayı başarmış. Kitap hakkında tahlillere geçmeden önce basit olay örgüsünden bahsetmek faydalı olacak sanıyorum ki. DİKKAT! : BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERİR. Yazar, kitabın başında bir erkek ve bir kadın okuyucu tanımlar. Her şey, birbirinden habersiz bu iki okuyucunun aynı kitabı okuması ile başlar. Kitabın bazı sayfalarının eksik olduğunu fark ederler ve tren istasyonunda bir yolcuyu anlatan bu kitabın tam da okuyucuyu sarmaya başladığı yerde kesilmesi hem kadın hem de

Beyaz Gemi-Cengiz Aytmatov (İnceleme)

Resim
Beyaz Gemi Cengiz Aytmatov’un annesi ve babası tarafından terk edilen, dedesi ve ninesiyle yaşayan bir çocuğun hayal dünyasını anlattığı eseridir. Dedesi Mümin çocuğun inandığı ve güvendiği tek kişiyken, dedesinin aldığı çanta tek arkadaşıdır. Çocuk her gün dürbünüyle Issık Gölü’nde giden beyaz bir gemiyi takip etmekte, babasının o gemide çalıştığını hayal etmektedir. Bir gün o gemiye gidip babasını göreceğine inanmaktadır. Çocuğun bir de Büke adında bir teyzesi vardır. Teyzesi kısırdır. Eniştesi Urazkul, Büke teyzesini bu sebeple sürekli dövmekte ve aşağılamaktadır. Aytmatov Mümin dede karakteriyle saf, temiz, çocuklarından torunlarından başka bir şey düşünmeyen, tek kaygısı onların geleceği olan insanları anlatmaktadır. Mümin dede, halk efsanelerine, öykülere inanmaktadır. Köye gelen kamyonların şoförlerinin çocuğa söylediği gibi belki cahildir Mümin ama geleneklerine sıkı sıkıya bağlıdır. Öte yandan Urazkul kötü, yoldan çıkmış, çıkarından başka bir şey düşünmeyen insanları

Barbarları Beklerken J.M. Coetzee (İnceleme)

Resim
“Bazı insanlar haksız yere acı çektiğinde, acılarına tanık olanların kaderi, bunun utancını hissetmektir.”                                                                                                                                  J.M. Coetzee Barbarları Beklerken, John Maxwell Coetzee’nin 1980 yılında yayımlanan, hayali bir imparatorlukta geçen, bu hayali imparatorlukta sınırda bulunan bir kasabanın yönetimini üstlenmiş bir sulh hâkiminin bakışından olayların aktarıldığı romanıdır. Eser içerisinde Güney Afrika’da yaşanan insanlık dramlarına ve yapılan insanlık ayıplarına oldukça sert göndermeler yer almaktadır. DİKKAT! BU BÖLÜM, ESER HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR. Hikaye, sınırda bir kasabanın yönetimini üstlenmiş ve kitapta adı belli olmayan bir “Sulh Hakimi”nin gözünden okuyucuya aktarılmaktadır. Hâkim’in görevi, imparatorluk adına gelirleri toplamak, karakolları kontrol etmek ve suç işleyen “barbarları” yargılamaktır. Bir gün, karakola hayvan hırs

Ayrı Yol- Andre Gide (İnceleme)

Resim
Ayrı Yol, Andre Gide’in 1902 yılında yayımlanan romanıdır. Roman bir adamın arayışını konu almaktadır. Biraz otobiyografik olduğunu söylemek de mümkündür. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR. Michel yeni evli bir adamdır. Karısı Marceline ile birlikte Tunus’a balayına giderler. Michel Tunus’ta hastalanır fakat hastalığı uzun sürmez. Tunus’ta hoş vakit geçirdikten sonra İtalya’ya geçerler. Bu sırada Michel kendisine gelen bir iş teklifini düşünmektedir. Ona okulda bir kürsü önerilmektedir. Marceline ve Michel Fransa’ya geri dönerler. Michel’in annesinden kalan bir çiftliğe yerleşirler. Marceline bu sırada Michel’e hamile olduğunu söyler. Michel zamanla evin ve çiftliğin kontrolünü eline alır. Çiftlik işlerini kahyanın oğlu Charles’ın da yardımıyla yoluna koyar. Marceline ve Michel bir süre çiftlikte yaşadıktan sonra Paris’e yerleşme kararı alırlar. Bu arada Marceline hastalanır ve durumu gittikçe ağırlaşır. Michel biraz temiz hava alması için durumu i

Anayurt Oteli-Yusuf Atılgan (İnceleme)

Resim
Anayurt Oteli, Yusuf Atılgan’ın 1973 yılında yayımladığı ve daha sonra 1986 yılında Ömer Kavur tarafından sinemaya uyarlanmış ikinci romanıdır. Etkilendiğim ve çok sevdiğim yazarlardan biri olan Yusuf Atılgan’ın bu “başucu” kategorisine koyulmaya değer eseri hakkında bir şeyler yazmadan evvel hikâyenin gidişatından biraz bahsetmek doğru olacaktır sanıyorum ki. DİKKAT! : BU BÖLÜM ESER HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERİR Hikâye, dedesinden babasına, babasından da ona kalan Anayurt Otelin’i işleten, Ömer Kavur’un filminde de Macit Koper’in canlandırdığı Zebercet isimli bir adam üzerine. Zebercet yalnız yaşayan, otuzlu yaşlarının ortasında bir adamdır. Otelde elbette yalnız değildir; otelin çeşitli işlerini yapmakta olan ve filmde Serra Yılmaz tarafından canlandırılan Zeynep ile bir de kedi otelin diğer kalıcı sakinleridir. Otelde günlük işler devam etmektedir. Zebercet, hayatında hiçbir yenilik olmayan bir adamdır; otelde her zamanki işleri bir robot gibi sorgulamadan ve tep

Amerika-Franz Kafka (İnceleme)

Resim
Max Brod tarafından "Amerika" şeklinde isimlendirilmiş fakat Kafka'nın notlarında "Kayıp" olarak rastladığımız, tam olarak bitirilmemiş muhteşem Kafka eseri. Sayfalar arasında biraz ilerlemeye başladığınızda, “Kafkaesk” atmosfer uzay-zaman algısında yapılan oynamalarla dikkati çekiveriyor fakat kitabın, Kafka'nın eseri olduğu izlenimini uyandıran en önemli ayrıntılar, anlamsız ve karmaşık bir mekan algısından ziyade, Karl Roosmann'ın başına gelen absürt hadiselerde yatıyor. Hür iradesiyle verdiği kararların cezasını her seferinde çeken Karl, “Yeni Dünya”nın korkuyla örülmüş, aceleci ve karmaşık labirentlerinde gezinip durduktan sonra boyun eğmeyi öğrenmek durumunda kalıyor. Karl'ın her seferinde gösterdiği dik başlılık, sonlara doğru yerini bir kabullenmeye ve yenilgiye bırakıyor. Benzer bir durum Joseph K. için de geçerli belki. Brunelda'nın elinde köle haline gelen Karl ile Dava'ya mahkum Joseph K. arasında içinde yaşadıkları düny