Boyalı Kuş-Jerzy Kosinski (İnceleme)



Boyalı Kuş, Jerzy Kosinski’nin 1965 yılında yayımlanmış romanıdır. Kitapta küçük bir çocuğun gözünden savaş ile onu yaratan ve yaşamak zorunda olan insanlar anlatılmaktadır. Boyalı Kuş yazıldığı dönemde büyük yankı uyandırmış, otuzdan fazla dile çevrilmiştir.

DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR.

İkinci Dünya Savaşı’nın ilk yılında bir çocuk anne ve babası tarafından güvende olacağı bir yere gönderilmek üzere bir adama emanet edilir fakat daha sonra çocuğun ailesi adamın izini kaybeder. Çocuk, Marta adlı bir kadının yanına verilmiştir. Bir gün çocuk sesini duyurmak için Marta’nın kulübesini yakar. Anne ve babasının onu bulacağını düşünmektedir fakat bu düşüncesi gerçekleşmez. Marta’nın yanından kaçan çocuk Olga adlı bir şifacı tarafından sahiplenilir. Bir süre Olga’nın yanında kalan küçük çocuk daha sonra Olga’nın da yanından kaçar ve bir değirmencinin yanına yerleşir. Değirmencinin evinde kötü olaylara şahit olur ve oradan ayrılır. Kuş avlayan bir adamın yanında gezmeye başlar. Daha sonra Beyazlar tarafından yakalanır. Beyazların elinden kurtulmayı başaran çocuk bir köye sığınır. Köyde bir çiftliği ateşe vererek oradan da ayrılır. Bu esnada etrafta devam etmekte olan toplama kampı inşaatı ve inşaatta kullanılan Yahudi ve çingene kölelerin başına gelenler hakkında söylentileri duyar.

Alman devriyelerden biri çocuğu yakalar ve karargâha götürür. Bir papaz çocuğu kurtarır ve onu Garbas adında bir adamın yanına verir. Garbas çocuğa eziyet eder ve çocuk bunun üzerine kiliseye sığınır. Bir ayin sırasında yaptığı hata yüzünden kilisenin cemaati çocuğun üzerine yürür. Bunun üzerine çocuk kiliseden kaçar. Daha sonra köyün muhtarı çocuğu bir çiftçiye emanet eder. Çiftçi, çocuğa bir tavşanın derisini yüzerken hata yaptığı için kötü davranır ve çocuk bunun üzerine oradan da ayrılır. Köyün biraz uzağında dolaşırken bir grup çocuk tarafından kötü bir şekilde yaralanır. Lobina adında bir kadın çocuğu baygın haldeyken bulur ve evine götürür. Bu sırada Alman birlikleri çekilmektedir. Fırsattan istifade eden bir grup Kalmuk köyü yağmalar, kadınların ırzına geçer ve türlü kötülükler ederler. Derken Kızılordu gelir ve köyü kurtarır. Çocuk da Sovyetlerin yanına sığınır. Gavrila adındaki bir Sovyet asker çocuğa okuma yazma öğretir ve Sovyet ideolojisi hakkında çocuğa bilgiler verir. Askerler daha sonra çocuğu bir yurda verirler. Çocuk yurtta biraz zaman geçirdikten sonra annesi ve babası onu bulur. Nihayetinde bir kayak kazasında çocuğun dili çözülür.

DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR.

Jerzy Kosinski kitap hakkında şöyle bir şey söyler: “Yapmak istediğim savunmasız birey ve hızla güçlenen toplum arasındaki mücadeleyi açığa vurmaktı. Çocuk ve savaş arasındaki ilişki, insanlık dışı durumun temellerinden en önemlisidir.” Görüldüğü gibi bu kitapta Kosinski neden savunmasız küçük bir çocuğu romanının anlatıcısı ve başkarakteri olarak seçtiğini açıklıyor. Kitap küçük çocuk ile savaş arasındaki ilişki üzerine kurgulanmıştır. Çok güçlü bir olay olan savaşla çok güçsüz bir varlık olan küçük bir çocuğun arasındaki ilişki yazar tarafından oldukça net bir biçimde ortaya konmuştur. Savaş toplumları bölen, yok eden, ezici bir güçtür. Öte yandan bir çocuk toplumun en savunmasız bireyidir. Nice büyük insanları kuru bir yaprak gibi oradan oraya savuran savaşın çocuk karşısındaki üstünlüğü dramatik bir şekilde ortadadır.

“Esas olan bir çocuğun ülkenin yerlisiyken yabancısı haline dönüştürülmüş olan bir Çingenenin rolüydü, yıkıcı bazı güçleri olduğu tahmin edilen ve karşısına çıkanlara büyüler yapmaya muktedir olduğu sanılan bir çocuğun rolü yani.” derken yazar kitapta Yahudi ve Çingeneler gibi ötekileştirilen, trajedilerle örülmüş bir hayatın izlerinin küçük esmer çocuk karakteriyle ortaya koyulduğunu belirtir. Yukarıda da açıklandığı gibi yazar bu karakteri zıtlıkları vurgulamak adına yapmıştır şüphesiz. Öte yandan çizilen karakterle yazarın kendi arasında benzerlikler de söz konusu. Örneğin çocuğun dilsiz olması, bir kayak kazasında dilinin açılması gibi. Bunlar yazarın hayatından detaylar fakat bu noktada yazar kitabın otobiyografik olduğunu reddediyor.

Kitap, yazarı Kosinski’ye pek iyi gelmemiştir. Kosinski kitap yüzünden dayak yemiş, tehdit edilmiş ve pek çok eleştirmen tarafından acımasızca eleştirilmiştir. Öyle ki bazı doğulu eleştirmenler Kosinski’nin Amerikan hükümetinden para alarak bu kitabı yazdığını, aslında bir ajan olduğunu söylerken bazı batılı eleştirmenler kitabın komünizm propagandası yaptığını söylemişlerdir. Boyalı Kuş yazıldığı günden bugüne tartışmalı bir kitap olagelmiştir.

Eser oldukça yalın bir dille okuyucuya sesleniyor. Olay örgüsü akıcı, okuyucuyu sıkmıyor. Tarafsız bir gözle okunduğunda çok daha fazla keyif alınabilecek bir eser. Yukarıda belirtildiği gibi pek çok kişi tarafından farklı yerlere çekilse de keskin ifadelerden ziyade genel ve bir çocuğun saflığıyla ele alınmış meseleler karşımıza çıkmakta. Tüm bunlar terazinin kefesine koyulduğunda Boyalı Kuş’un okunmayı hak eden kitaplar klasmanına girebileceğini söylememiz mümkündür.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Casus-Joseph Conrad (İnceleme)

Şato-Franz Kafka (İnceleme)

Dublinliler-James Joyce (İnceleme)

Tatar Çölü-Dino Buzzati (İnceleme)

Karamazov Kardeşler-F.M.Dostoyevski (İnceleme)

Ölü Canlar-Nikolay Gogol (İnceleme)

Özgürlük Yolları 2 Yaşanmayan Zaman-Jean Paul Sartre (İnceleme)

Beyaz Gemi-Cengiz Aytmatov (İnceleme)

Kumarbaz-F.M.Dostoyevski (İnceleme)

Taras Bulba-Nikolay Gogol (İnceleme)