Bülbülü Öldürmek-Harper Lee (İnceleme)
Bülbülü Öldürmek, Harper Lee’nin 1960 yılında yayımlanan ilk
ve tek romanıdır, 1930’larda ABD’deki ırkçı hareketleri bir çocuğun gözünden
anlatmaktadır. Kitap 1961’de Pulitzer Ödülü almış, 1962’de ise kitaptan
uyarlanan film üç dalda Oscar Ödülü almıştır.
DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETYALI BİLGİ İÇERMEKTEDİR.
Scout ağabeyi Jem ve avukat olan babası Atticus Finch ile
birlikte yaşayan bir kız çocuğudur. Çocuklar okula giderler ve boş zamanlarında
dışarı çıkıp oyun oynarlar. Çocukların korktuğu bir ev vardır. Burada yaşayan
Boo Radley adındaki adam hiç dışarı çıkmamaktadır. Halk arasında adam hakkında
efsaneler dolaşmaktadır. Bir gün Scout, Jem ve arkadaşları Dill, Radley’İn
evine girerler. Aniden bir patlama sesiyle korkarlar. Radley, tüfeğiyle bir
zenciyi kovalamış ve havaya ateş açmıştır. Bir gece kasabada bir evde yangın çıkar.
Yanan ev Jem ve Scout’un çok sevdiği Bayan Maudie’ye aittir. Bu arada Atticus tecavüzle
suçlanan bir zencinin savunmasını üstlenmiştir. Bir zenci dostu olarak anılması
onu rahatsız etmez.
Hizmetçi Calpurnia Jem ve Scout’u bir zenci kilisesine
götürür. Bu durum Atticus’u hiç kızdırmaz aksine bundan mutlu olur. Atticus bir
zenciyi savunmanın bedelini ağır ödemektedir. Bütün kasaba ona cephe almış, pek
çok doğrudan ya da dolaylı yoldan tehditle karşılaşmıştır. Sonunda dava başlar.
İddia makamı ve savunma dinlendikten sonra jüri karar verir. Zenci mahkûm
edilmiştir. Davayı izleyen çocuklar bu duruma çok üzülürler çünkü babaları gibi
onlar da zencinin masum olduğuna inanmaktadırlar. Zenciye yasalara göre idam
cezası verilmiştir. Cezası infaz edilene kadar bir hapishaneye gönderilir.
Buradan kaçmaya çalışırken muhafızlar tarafından vurulur ve ölür. Tecavüze
uğrayan kızın babası önce Atticus’a sonra da Jem ve Scout’a saldırır. Adam
saldırısında başarılı olamaz gizemli bir şekilde ölür.
DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETYALI BİLGİ İÇERMEKTEDİR.
Harper Lee yazdığı bu ilk ve tek romanda ırksal çatışmanın
zirvede olduğu 1930’ların ABD’sini okuyucuya bir çocuğun gözlerinden anlatmış.
Yayımlandığı dönemde de ırkçılık 1930’lar kadar olmasa da yine de oldukça yaygındır.
Bu açıdan bakılınca Harper Lee’nin cesaret gerektiren bir işe giriştiğini
söylemek zor değil. Irkçılığın olduğu bir dönemde zenci bir gencin haksız yere
suçlanmasını konu alan bir kitap yazmak, üstüne bu kitaptan uyarlanan bir
filmin çekilmesi ve Oscar alması inanılmaz.
“Siyah adamı aldatan beyaz adam ister zengin ister yoksul,
isterse iyi isterse kötü bir aileden olsun değişmez. O adam daima kötü bir
adamdır.” der Atticus Finch. Doğdukları topraktan zorla getirilen, üstüne
köleleştirilen, sömürülen ve aşağılanan siyah adam, yıllarca büyük acılar
çekmiş ve kandırılmıştır. Harper Lee, Atticus’un ağzından karşılaştığı ırkçı
saçmalıklara ve vicdansızlıklara karşı bu sözlerle tepki göstermiştir. Bu
alıntıdan da anlaşılabileceği üzere Atticus karakteri sağduyuyu ve hoşgörüyü
temsil etmektedir. Toplum tarafından dışlanmayı göze almış ve bir zencinin
savunmasını üstlenmiştir ve nefret oklarının ucunda yaşamayı göze almıştır. “Kim
olursa olsun nefret etmek doğru bir hareket değildir.” derken Atticus yine vicdanın
sesi olmayı başarmıştır.
Kitap hiç sıkıcı değil. Bir çocuğun gözlerinden olayları
anlatıyor ve biz de o çocuğun vicdanına tanık olurken bir yandan da akan
olayları takip ediyoruz. Olay örgüsü çok kuvvetli olmasa da bir sinema filmine
kaynak olabilecek kadar yeterli görünüyor. Dili ağır değil, oldukça rahat
okunuyor. Uzun lafın kısası, Bülbülü
Öldürmek konusuyla ve şekliyle yazılmış en iyi eserlerden biri ve bu yüzden
okunmayı hak ediyor.
Yorumlar
Yorum Gönder