Ölü Canlar-Nikolay Gogol (İnceleme)
Ölü Canlar, Nikolay Gogol’un ilk cildini 1842 yılında
tamamladığı, ikinci cildini ise geçirdiği bir kriz sonrasında yakması sonucu
tamamlayamadığı başyapıtıdır. Daha sonra kitabın ikinci cildinin bir bölümü
kurtarılmış ve okuyucuya sunulmuştur. Bu sebeple kitabın iki ana bölümden
oluştuğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR.
Çiçikov bir devlet memurudur. Hayattaki en büyük amacı çok
paraya, toprağa ve toprağı işleyen canlara sahip olmaktır. Çiçikov N kentine
gelir ve bu kentte konaklamaya başlar. Gelişi kentte pek çok kişi tarafından
bilinmektedir. Bir gün valinin verdiği bir baloya davet edilir ve orada pek çok
insanla tanışır. Bu insanlardan biri de Manilov adında bir toprak sahibidir.
Çiçikov bir sabah erkenden kalkar ve davet üzerine Manilov’un sahip olduğu köye
gider. Manilov’la görüşür ve kağıt üzerinde canlı görünen fakat gerçekte ölü
olan köylüleri almak istediğini söyler. Manilov bu istek karşısında çok
şaşırır. Çiçikov bunun üzerine davette tanıştığı bir diğer toprak sahibi
Sobakeviç’in köyüne doğru yola çıkar. Yağmurlu hava sebebiyle fazla ilerleyemez
ve bir kadının evine sığınır. Kadına köylüleri olup olmadığını sorar ve ölü
canları üzerine almak istediğini söyler. Kadın çok şaşırsa da bu isteği kabul
eder.
Ertesi gün Sobakeviç’e gitmek üzere yola çıkan Çiçikov,
yolda bir lokantaya uğrar. Lokantada arkadaşı Nozdrev ile karşılaşır. Nozdrev,
Çiçikov’u evine davet eder. Çiçikov davete icabet ederek Nozdrev’in evine
gider. Ölü canlar konusunu Nozdrev’e de açar, Nozdrev ölü canları olduğunu
fakat Çiçikov’un neden onları almak istediğini sorar ve Çiçikov’un bu isteğini
ancak oynayacakları dama oyununu kazanması halinde kabul edeceğini söyler.
Çiçikov bu teklifi kabul eder fakat Nozdrev oyunda hile yapmaktadır. Bunun
üzerine Çiçikov oyundan çekilir fakat bu durum Nozdrev’i çok sinirlendirir.
Öyle ki Çiçikov’un üzerine yürür ve onu tehdit eder. Emniyet müdürünün eve
gelmesiyle Çiçikov bu durumdan sıyrılmayı başarır ve Sobakeviç’in köyüne doğru
yol almaya başlar. Sobakeviç’in köyüne varır ve adamın evine misafir olur.
Çiçikov ile Sobakeviç ölü canlar üzerine uzun bir pazarlığın ardından fiyatta
anlaşırlar ve ertesi gün şehirde satışı gerçekleştirmek için sözleşirler.
Çiçikov, Sobakeviç’ten duyduğu Plyuşkin isminde bir başka
toprak sahibiyle görüşmeye gider. Plyuşkin oldukça cimri ve huysuz bir
ihtiyardır. Çiçikov’un ölü canlar üzerine yaptığı teklifi hemen kabul eder.
Ertesi gün Çiçikov ve satıcılar satış işlemleri için devlet dairesinde
toplanırlar. Satış gerçekleşir ve bu satış şerefine Çiçikov bir yemeğe davet
edilir. Bir sonraki gün şehirden ayrılmayı kafasına koymuşken arkadaşları onu
vaz geçirirler. Bu arada Çiçikov hakkında kentte söylentiler çıkmıştır. Bu
kadar yüklü bir köylü alımı yapması onun bir milyoner olduğu söylentilerini
çıkarmıştır. Hatta öyle ki Çiçikov’a isimsiz bir aşk mektubu bile gelmiştir.
Kahramanımız Çiçikov valinin verdiği bir baloya dahil olur.
Baloda ilgi odağı olan Çiçikov, valinin kızını görür ve kızdan çok hoşlanır. Bu
sırada Nozdrev gelir ve Çiçikov’un ölü canları topladığını, herkesi kandıran
bir sahtekar olduğunu herkesin içinde bağıra çağıra söyler. Herkes
kahramanımızın aslında kim olduğu konusunda ayrı ayrı iddialarla ortaya
atılmaktadır. Kimi Çiçikov’un aslında deccal olduğunu kimi Napoleon olduğunu
söylemektedir. Öte yandan Çiçikov’un ölü canları almasının altındaki sebep
basit fakat ancak şeytanın aklına gelecek kadar kurnazcadır: Ölü canları alıp
ipotek ettirerek her birinden ortalama iki yüz ruble kazanarak zengin olmak.
Çiçikov ertesi gün şehri terk eder ve başka ölü canlar bulmak için yola çıkar.
Tentetnikov adındaki bir toprak sahibinin evine giden
Çiçikov adamla sohbeti ilerletir fakat ölü canlar meselesini açmakta tereddüt
etmektedir zira çevrede bir sahtekar olarak tanınmak istememektedir. Çiçikov
Tentetnikov’un komşusu generali ziyaret eder ve ondan ölü canlarını ister.
General bu isteği hayli komik bulur ve Çiçikov’dan akrabalarını ziyaret
etmesini ister (Kitabın bu bölümü kopuk olduğu için arada olanlar hakkında bir
bilgimiz yok). Bunun üzerine Çiçikov yeniden yola koyulur. Bir çiftliğe varan
Çiçikov daha sonra yanlış bir yere vardığını fark eder fakat çiftlik sahibiyle
ilişkilerini ilerletmiştir bile. Burada Platonov adında başka bir adamla
tanışır ve Platonov’a birlikte seyahat etmeyi önerir. Platonov bu öneriyi kabul
eder ve birlikte yola koyulurlar.
Platonov ve Çiçikov, Platonov’un kız kardeşini ve zengin bir
toprak sahibi olan eniştesini ziyaret etmeye giderler. Platonov’un eniştesi
Çiçikov’a yakınlarda bir köyü ucuza alabileceğini söyler. Çiçikov’un hayalleri
gerçek olmuştur. Adam Çiçikov’a maddi yönden de destek olabileceğini söyler.
Bunun üzerine borç parayı alan Çiçikov doğru çiftliğe yollanır. Satılık çiftlik
ve köy oldukça kötü durumdadır fakat Çiçikov bu durumu pazarlıkta bir koz
olarak kullanır ve köyü satın alır. Bir süre sonra miras sahteciliği ve ölü can
toplamakla itham edilen Çiçikov hapis edilir. Rüşvetle ve şehre bir daha
gelmeyeceği sözüyle serbest bırakılır.
DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR.
Gogol’un Ölü Canlar isimli eseri iki ana bölümde yazdığından
bahsetmiştik. Eser Gogol tarafından muhtemelen iyi Rusları ve kötü Rusları
temsil etmesi için ikiye ayrılmıştı. İlk bölümde yaklaşık üç yüz sayfa boyunca
kötü Rusları gördük. Bununla birlikte bilinmeyen uzunlukta ve içerikte olan
ikinci bölüm de iyi Rusları bize göstermesi için planlanmış fakat yarım
kalmıştır. İkinci cildin yazılması Gogol’un hayatından on yılı almıştır.
Muhtemelen psikotik rahatsızlığı sebebiyle bu ikinci cildi bir takıntı haline
getirmiş ve büyük bölümünü ortadan kaldırmıştır.
Kitabı okurken görülen en önemli noktalardan biri de
Gogol’un anlattığı insanların yüz elli sene öncesine aitmiş gibi görünmemeleri.
O insanlar aramızda yaşıyorlar. Rüşvet alan memurlar, emekçilerin sırtından
geçinen asalak sözde soylular, sahtekar Çiçikovlar… Gogol bu noktada çağını
aşmayı başarmış. Özellikle soylular hakkında yaptığı tespitler oldukça dikkat
çekici. Zenginleri kendi dillerinden ve kültürlerinden uzaklaşmış özentiler
olarak tanımlıyor usta yazar ve her fırsatta zenginlere karşı bir eleştiri
göndermeyi ihmal etmiyor.
Eserin Rus edebiyatının en önemli eserlerinden biri olması
şaşırtıcı değil. İlk cilt için olay örgüsü oldukça iyi kurulmuş ve okuyucuyu sıkmadan
dönem hakkında aklımızda bir fikir uyanmasını sağlıyorken ikinci cilt bu konuda
bilgilendirici olmaktan uzak görünüyor. Tabi ki bu durum ikinci cildin büyük
bir kısmının kayıp olması sebebiyle peyda oluyor. İlk bölümde akıllılık eden
Çiçikov’un hakkı ikinci ciltte veriliyor verilmesine fakat arada olan olaylar
eksik olduğu için bunun da tadı damağımızda kalıyor.
“Ölü canlar” meselesi ise yukarıda bahsettiğimiz eksiklik
sebebiyle biraz sanki yarım kalıyor. Çiçikov’un akıbeti de ölü canların akıbeti
gibi tam olarak bilinmiyor. Yazar asıl meseleyi biraz ihmal mi etti yoksa yine
ikinci cildin yarım kalması mı bu durum hasıl oldu anlamak güç. Ama yine de bu
durum kitabı okumaya engel değil. Özetle Ölü Canlar, mutlaka okunması gereken
önemli bir klasik. Gogol’un insanı insana anlatırken yaptığı sanatlı
söyleyişlerle tadına doyulmaz eşsiz bir eser olduğu kuşku götürmez.
Yorumlar
Yorum Gönder