Kayboluş-Georges Perec (İnceleme)
Kayboluş, Georges Perec’in 1969 yılında yayımlanan deneysel
romanıdır. İsmiyle müsemma kitap bir kayboluşu anlatmaktadır. Yayımlandığı
günden günümüze hala tartışma yaratmayı başarmış müstesna bir yapıttır.
DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİLER
İÇERMEKTEDİR.
Anton Ssliharf, uyuma güçlüğü çekmektedir. Ayrıca solunum
yollarında da bir sorun vardır. Bir gün solunum yollarındaki sorundan kurtulmak
için doktora gider. Doktor sinüslerinin açılması gerektiğini söyler. Anton bunu
önce kabul etmese de daha sonra tedaviyi kabul eder ve bir süre hastaneye
yatar. Hastalığı iyileşen Anton’un uykusuzluk sorunu iyileşmez. Bir süre sonra
Anton önce günlük tutmaya sonra da roman yazmaya başlar. Yazdığı romanın ana
düşüncesi kayboluş üzerinedir. Bir gün Anton aniden kaybolur. Kaybolmadan önce
birkaç arkadaşına not bırakmıştır. Kimse Anton’a ne olduğunu bilmemektedir.
Anton’un arkadaşı Amaury Ünsüz kaybolan Anton’u bulmak için çaresizce çabalar. Anton’un
kaybolmadan önce mektup yolladığı diğer arkadaşları Olga ve Hasan’ı da bularak
mektuptaki dipnotun ne olduğunu onlara da sorar fakat yanıt alamaz.
Amaury ve Olga, mektuptaki dipnotta yazan Viski Dört
adındaki atı bulmak için hipodroma giderler fakat Viski Dört o gün
yarışmayacaktır. Buradan bir şey çıkmayacağına ikna olan ikili avukat olan
Hasan’ın ofisine giderler fakat Hasan bu sırada öldürülür. Amaury ve Olga,
Hasan’ın cenazesine giderler. Hasan’ın cenazesi gömüleceği sırada kayıp düşer
ve tabut açılır. Açılan tabut boştur, Hasan’ın ölüsü de kaybolanlar kervanına
dahil olmuştur. Amaury, Arthur adında bir adamla tanışır. Arthur da Anton’un
arkadaşıdır. Birlikte Amaury’nin Anton’un günlüğünde gördüğü şiirleri
incelerler. Anton’un bütün arkadaşları Olga’nın kayınpederinin şatosunda
toplanırlar. Yenilen yemeğin ardından Olga’nın kayınpederi Augustus aniden
ölür. Daha sonra şatodakiler Augustus, oğlu ve Olga hakkında ilginç detaylar
öğrenirler. Bu sırada Olga aniden fenalaşır ve düşüp ölür. Daha sonra
Amaury’nin de cesedi bulunur. Birbiri ardına gelen ölümler ve kayboluşlar
herkesi şaşırtmıştır.
DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİLER
İÇERMEKTEDİR.
Kayboluş, yazının başında da bahsettiğim gibi oldukça
deneysel bir eser. Hiç “e” harfi kullanılmadan yazılması kitabı edebiyat
dünyası içinde oldukça ayrı bir yere koyuyor. Yazar kitabı yazdıktan sonra mı e
harflerini çıkardı yoksa yazarken mi bunu düşündü söylemek zor. Her iki
seçenekte de bu işi başarmak ciddi bir kelime bilgisi ve ustalık gerektiriyor,
orası bir gerçek. Bununla birlikte 2006 yılında hiç “e”harfi kullanılmadan
Cemal Yardımcı tarafından dilimize kazandırılmış olması en az kitabın yazımı
kadar enteresan. Kitabın orijinalinde yirmi altı bölüm yer almakta yani Fransız
alfabesindeki harf sayısı kadar.
Kitap Anton adındaki bir adamın kayboluşunu ve
arkadaşlarının onu bulmak için gösterdikleri umutsuz çabayı konu almaktadır.
Anton hastalıklı bir adamdır. Yaşamı sıkıntılı geçmektedir. Bir gün aniden
kaybolur fakat kaybolmadan evvel arkadaşlarına mektup göndermiştir.
Arkadaşları, Anton’un kayboluşunun ardından kendilerine gelen gizemli mektubu
çözmeye çalışırlar fakat bir anlam bulamazlar. Anton artık kayıptır ve onu
bulmak imkânsız gibi görünmektedir. Yukarıda bahsettiğim e harfinin kayboluşu
öyküsü Anton ile kesinlikle doğrudan ilintilidir. Bazı eleştirmenler e harfinin
ve dolayısıyla Anton’un kayboluşunun, yazarın İkinci Dünya Savaşı sırasında
kaybolan ve daha sonra öldüğü haberi gelen annesinin kayboluşuyla
özdeşleştirilmektedir. Mutlaka yazarın kendi hayatında yaşadığı kayıplardan
esintiler mevcuttur. Bu noktada böyle bir özdeşim kurmak haksız sayılmayabilir.
Öte yandan Cemal Yardımcı’nın kitabı orijinalindeki gibi
yirmi altı bölüm olarak değil yirmi dokuz bölüm olarak çevirmesi pek çok yazar
ve çevirmen tarafından olumsuz karşılanmış, kitabın çevrildiği yıl Türk
edebiyat dünyasından pek çok isim bu durumu eleştirmiş, yalnızca Enis Batur
çevirmene sahip çıkmıştır. Cemal Yardımcı’nın kitabı orijinalindeki gibi hiç e
harfi olmadan çevirmesi oldukça önemli bir hadisedir. Başka ülkelerdeki çevirilerde
olduğu gibi Fransızcadaki e harfinin o dilde karşılık geldiği harfi e harfi
yönünde çıkaranlar da olmuştur. Cemal Yardımcı’nın kitaba ek olarak verdiği ve
oldukça iddialı bir şekilde “yarı yazar” sıfatıyla yazdığı bölümler kitaba ışık
tutacak bölümler değil. Bununla birlikte aydınlatıcı olmaktan uzak bu bölümler
kitabın akışında da aksaklıklara neden olmuş. Ayrıca kitabın geri kalanı için
“Acaba orijinalinde de böyle miydi?” şeklinde kafalarda soru işareti yaratmış.
Eserde olay örgüsü biraz zayıf kalsa da edebi değer
açısından kitap sınıfı yıldızlı pekiyi ile geçiyor. Gereksiz tasvir ve
detaylara asla yer verilmemiş. Okuyucuyu sıkmadan bir kayboluşun ve
bulunamayışın hikâyesi ortaya konmuş. Her şey bir yana tüm deneyselliğine
rağmen konu bütünlüğünü ve akışı sağladığı için “Kayboluş” okunmayı hak eden
bir eser.

Yorumlar
Yorum Gönder