Kayıtlar

Zaman Makinesi – H.G.Wells İnceleme

Resim
Yaptığı zaman makinesiyle 800.000’li yıllara gittiğini iddia eden bir adam, bir grup bilim adamını ikna etmeye çalışmaktadır. Bu garip zaman yolcusunun anlattığı hikaye bir hayli ilginçtir. 800.000’li yıllarda iki tür insan yaşamaktadır. Daha insancıl olan büyük kafalı, küçük vücutlu bir ırk ile bu ırkla beslenen yırtıcı bir başka ırk. Zaman yolcusu, gelecekte bu yırtıcı ırk tarafından tuzağa düşürülür. Zaman makinesi yırtıcı ırk tarafından çalınmıştır. Zaman yolcusu, zaman makinesini ararken diğer uysal ırkla da temas kurar. Gelecekte bildiğimiz dünyaya ait hiçbir şey kalmamıştır. Uygarlığın daha da gelişmiş olmasını bekleyen zaman yolcusu bu sebeple hayal kırıklığına uğramıştır. Nihayetinde zaman yolcusu zaman makinesine kavuşur ve makineyi çalıştırarak daha uzak bir geleceğe gitmeye karar verir. Geri dönüp, deneyimlerini diğer insanlara aktarmak istemiştir fakat kimsenin ona inanmadığını gördüğünde tekrar makinesine biner ve bir daha geri dönmemek üzere uzak bir geleceğe...

Görme Biçimleri - John Berger İnceleme

Resim
Berger, BBC’de görsel olarak da yayımlanmış bu eserinde Rönesans döneminden günümüze kadar sanatın evrimleşmesini incelemiştir. Kitapta bir eserin derinlemesine nasıl inceleneceği, daha doğrusu nasıl görüleceği konu alınmış. Rönesans’tan beri zenginlere ait olan sanat zevki, günümüzde de pek değişikliğe uğramadan yine zenginlere ve eğitimli gözlere hitap eden bir zevktir. Sanat eserleri incelenirken dikkat edilmesi gereken pek çok nokta vardır. Bunlardan en temeli, eseri yapan sanatçının hayatı ve karakteridir. Örneğin Rembrandt yaptığı eserlerin çoğunun içine kendisini gizlemiştir. Leonardo da Vinci, Mona Lisa tablosunda iddialara göre kendinden bazı parçaları da tuvale yansıtmıştır. Aynı şekilde Caravaggio bazı tablolarında kendine “ceza” vermiş ve kendi yüzünü tablolarına eklemiştir. Sanat eserleri, yapıldığı dönemdeki güzellik ve estetik algısını yansıtmaktadır. Özellikle nü çalışmalarda kadın bedeni sanatçı tarafından sergilenirken, erkek bu bedeni gözlemleyen, seyrede...

Felaketzedeler Evi-Guillermo Rosales (İnceleme)

Resim
William Figueros, Küba’dan ABD’ye göç eden bir adamdır. İleri boyutta bir psikoza sahip olan William, bir süre yanında kaldığı halası tarafından özel bir bakım evine yerleştirilir. Kübalı bir işletmeci tarafından işletilen bu bakım evinde mental rahatsızlığı olan insanlar kalmaktadır. Bakım evinin şartları çok kötüdür. Hastalara sürekli sözlü ve fiziksel taciz uygulanmaktadır. Hastalar, pislik içerisinde çoğunlukla aç ve sevil bir şekilde hayatlarını sürdürmektedirler. Bu durumdan rahatsız olan William durumu sürekli dile getirse de hiçbir değişiklik olmaz. Sapık hasta bakıcıların tacizleri gün geçtikçe William ve arkadaşlarını daha da tedirgin etmektedir. Bakım evinde William orta yaşlarda ressam bir kadına aşık olur. Kadın da William’ı sevmektedir. Birlikte dışarıda özgürce yepyeni bir hayat kurma düşüncesindeki çift bakım evinden kaçmayı düşünmektedir. Orada esir olmadıklarını ve kendi paralarıyla barınma hakkı elde ettiklerini düşündükleri için bakım evi sahibiyle kon...

Mahcubiyet ve Haysiyet-Dag Solstad (İnceleme)

Resim
Elias Rukla, 50’li yaşlarında bir edebiyat öğretmenidir. Hayatta istediklerini başaramamış bir adamdır. Ders verdiği lisede bir ders esnasında Henrik Ibsen’in Yaban Ördeği isimli eserini incelerken kendince bir aydınlanma yaşar. Öğrenciler kayıtsız bir şekilde başka şeylerle ilgilenirken Elias’ın hayatı kökünden değişmektedir. Aydınlanma sonucunda Elias, yaptığı öğretmenlik görevini ve evliliğini sorgulamaya başlar. Eşini çok sevse de, karısının onunla mecburiyetten birlikte olduğunun farkına varır. Karısına duyduğu sevgi ne yazık ki tek taraflıdır. Zihninde bu düşüncelerle gelgitler yaşayan Elias, bir gün okul çıkışında açılmayan bir şemsiye sebebiyle kontrol edilemeyen bir öfke patlaması yaşar. Bu öfke patlaması sonucunda Elias artık bu şekilde yaşayamayacağına emin olur. Elias ile evlenmeden evvel karısı Elias’ın bir arkadaşıyla evlidir. Arkadaşı küçük kızıyla karısını terk ederek ABD’ye yerleşmiştir. Küçük kızıyla ortada kalan kadın Elias’a sığınmıştır. Elias da yılla...

Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş-Jose Saramago (İnceleme)

Resim
Söz konusu eser 2005 yılında yayımlanmış ve Nobel Ödülü sahibi yazar Jose Saramago tarafından kaleme alınmıştır. Konusu şu şekildedir: İsmi bilinmeyen bir ülkede insanlar sıradan görünen bir sabaha uyanırlar fakat o gün kimsenin ölmediğini fark ederler. Ölüm bu isimsiz ülkeyi terk etmiş ve insanları sonsuz bir hayata adeta mahkum etmiştir. Ölümün ortadan kalkması, toplum içinde önce sevinçle karşılansa da zaman geçtikçe yarattığı problemler gün yüzüne çıkmıştır. Yaşlılar bir türlü ölemezler ve bu sebeple devlet orta vadede emekli aylıklarını ödeyemeyecek hale gelecektir. Sigorta şirketleri hayat sigortası poliçesi kesemeyecektir zira ölüm ihtimali artık ortadan kalktığı için teminat verecek de bir şey kalmamıştır. Ölü gömücüler işsiz kalmamak için hayvanları gömme işine girerler. Öte yanda ise ölmek isteyen insanları komşu ülkeye götüren ölüm turları mafya tarafından organize edilir. Bu kaotik atmosfer ülkenin popüler gazetelerinden birinin editörüne gelen mektupla ...

Palyaço-Heinrich Böll (İnceleme)

Resim
Heinrich Böll’ün 1963 yılında yayımlanan kitabı Palyaço, yazarın diğer kitapları gibi (Katharina Blum’un Çiğnenen Onuru, Ademoğlu Neredeydin, Savaş Bitince...) Alman toplumunun ve modern dünyanın eleştirisinin yapıldığı bir eserdir. Böll’ün oldukça vurucu bir dille anlattığı hikaye özetle şu şekildedir: Hans Schneier, oldukça varlıklı Protestan bir ailenin çocuğudur. Ailesinin tüm engelleme çabalarına rağmen palyaçoluk mesleğini seçmiştir. Başlarda oldukça eğlenceli ve kazançlı görünen palyaçoluk Hans için gittikçe daha zor bir hal alır. Palyaçoluğun zaten toplum tarafından aşağıda görülen bir iş olması, Hans’ın sanat olarak değerlendirdiği bu işin izleyiciler tarafından böyle algılanmaması Hans’ın işini daha da zorlaştırmaktadır. Sevdiği kadınla birlikte yaşayan Hans, kadına evlilik teklif eder fakat kadın Katoliktir ve doğacak çocuklarını Katolik olarak yetiştirmek istediğini belirtir. Hans, dindar olmasa da sevdiği kadının bu isteğini kabul etmez ve kadından ayrılır, da...

Gömülü Dev-Kazuo Ishiguro (İnceleme)

Resim
Gömülü Dev, Nobel Ödülü sahibi yazar Ishiguro’nun 2015 yılında yayımlanmış romanıdır. Kitabın konusu şu şekildedir; Axl ve Beatrice ortaçağda İngiltere’de yaşayan yaşlı bir çifttir. Yıllardan beri yaşadıkları ve hiç ayrılmadıkları kasabalarından, kasabadan ayrılıp başka bir yerde yaşamak için giden oğullarını arama amacıyla yola çıkarlar. Bir Sakson köyünde ejderha tarafından yaralandığı iddia edilen bir çocukla ve onu koruduğunu söyleyen Winston adındaki bir savaşçıyla karşılaşırlar. Axl, Winston ile aynı dili konuşabilmektedir. Ne var ki Axl ve Beatrice sis adını verdikleri bir muhtemel demans durumundan mustariptir. En yakın olayları net olarak hatırlayamazken uzak geçmişi çok iyi bir şekilde hatırlamaktadırlar. Axl aslında Kral Arthur’un danışmanlarından biridir ve iç savaş sırasında diplomatik faaliyetlerde bulunmuştur. Savaşçı Winston bu durumu bilse de Axl’a bunu bildiğini belli etmemektedir. Axl ve Beatrice ise eserde çokça adı geçen “sis”ten dişi ejderhanın so...

Sorgulayan Denemeler-Bertrand Russell (İnceleme)

Resim
Büyük filozof ve matematikçi Russell bu eserinde çeşitli kavramları sorguladığı 20 denemesine yer vermiştir. Dönemin aykırı sayılabilecek aydınlarından biri olan Russell, 20. yy.’daki İngiliz toplumundan hareketle modern dünyadaki temel sorunları ve görüşleri irdelemektedir. Russell’a göre en temel problem insanların inançlarıdır. Russell pek çok konuda ters düştüğü Marx ile, bu mesele üzerinde fikir birliği ettiklerini belirtir. Russell da bir ateisttir. Ona göre rasyonel bir toplum kurmak, sosyal ve ekonomik hayat üzerinde ilerleme katetmenin ön şartıdır. Bilimsel temelli bir toplum inşaa edilmelidir, eğitim sisteminden ekonomiye kadar her şeyin temel hareket noktası bilim olmalıdır. Russell, çocuklara dini eğitimden ziyade bilim eğitimi verilmesi gerektiğini savunur. 20. yy.’ın başlarında hala batı dünyasında püriten (tutucu, hatta yobaz) bir bakış açısı mevcuttu. Toplumsal ahlak anlayışının çoğu insan tarafından dinden başka bir temele oturtulmadığı bir dönemdi. Eskisi...

En Mavi Göz-Toni Morrison (İnceleme)

Resim
Söz konusu eser Nobel Ödüllü yazar Toni Morrison’ın yazdığı 1970 yılında yayımlanan ilk romanıdır. Pecola, Ohio’da yaşayan küçük bir zenci kızdır. Pecola’nın en büyük arzusu bir gün mavi gözlere sahip olabilmektir. Mavi gözlere sahip olabilme umuduyla küçük kız bir büyücüye gider ve isteği mecazen de olsa gerçekleşir. Küçük kız aslında bir aile içi şiddet mağdurudur. Babası tarafından cinsel tacize ve tecavüze maruz kalmıştır. Babasından hamile kalan Peccola’nın etrafındaki herkes bu durumun farkında olsa da kimse bu konuyla ilgili harekete geçmek istememektedir. Peccola, bu trajediyi tek başına göğüslemektedir. Kısa zaman içinde yaşadığı büyük buhran küçük kızı hayal aleminde yaşamaya iter. Başta Peccola’nın ailesi olmak üzere herkes sanki bu berbat durumun tek sorumlusu Peccola’ymış gibi davranmaktadır. Toni Morrison, yazıldığı dönemden çok sonraları ses getiren bu eserinde savaş sonrası ABD’de yaşayan siyahi insanların sessiz çığlığını aktarmaktadır. Beyazlar taraf...

Sabır Taşı-Atiq Rahimi (İnceleme)

Resim
Afgan asıllı yazar Atiq Rahimi’nin 2010 yılında yayımlanan ve aynı isimle sinemaya da uyarlanan eseri olan Sabır Taşı, Afganistan’daki savaşın gölgesi altında geçmektedir. Savaşta ensesinden yaralanıp yatağa mahkum olan bir adamın karısının öyküsüdür. Kadın, kocasına bakarken onun ve hayat hakkındaki itiraflarını hareketsiz yatan fakat her şeyin bilincinde olduğunu düşündüğü kocasına açar. Genç kadın bu itiraflar sırasında kocasıyla evlendiği yıllara gider ve zorla evlendirildiği bu adamı ve o yılları düşünür. Kitabın sadece Afgan toplumu özelinde değil, tüm doğu kültürlerinde kadının yerini oldukça yalın ve etkileyici bir biçimde anlattığını söylemek gerek. Kısa bir kitap, belki novella kabul edilebilecek boyutta olmasına karşın ezilen ve her zaman geri planda bırakılmış doğu kadınının başkaldırısı sayılabilecek ölçüde yoğun bir eser.

Zorba-Nikos Kazancakis (İnceleme)

Resim
Zorba, Nikos Kazancakis’in 1946 yılında yayımlanan, Aleksi Zorba adında Makedonyalı bir adam ile hayata karışmak amacıyla Girit’e gidip orada bir linyit yatağı işletmek isteyen entelektüel bir adamın kesişen hayatlarını konu alan romanıdır. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR. Hayata karışmak için Girit’e gitmekte olan anlatıcı, limanda sırtında santur taşıyan bir adamla karşılaşır. Aleksi Zorba adındaki bu adam ile bir süre sohbet ederler. “Patron” ile Zorba, balıkçı kahvesindeki sohbetleri sırasında birbirlerine iyice ısınırlar. Patron’un Girit’te bir linyit madeni vardır. Zorba, her işte çalışabileceğini, Patron’a yardımcı olabileceğini söyler ve Patron da Zorba’yı yanında götürmeye karar verir. Zorba ve Patron yolculuğun ardından Girit’e varırlar. Orada bir kahveye girerler ve nerede konaklayabilecekleri konusunda yöre halkından bilgi almaya çalışırlar. Köylüler ikiliye Madam Ortans adındaki Fransız bir kadının pansiyonunda kalabileceklerini ...

Yaşlı Adam ve Deniz-Ernest Hemingway (İnceleme)

Resim
“Yaşlı Adam ve Deniz”, Ernest Hemingway’in 1952 yılında yayımladığı, Kübalı yaşlı bir balıkçının uzun süre av yakalayamadan geçen günlerinin ardından oltasına takılan bir kılıçbalığı ile olan mücadelesini anlatan ünlü eseridir. Kazanmanın ve kaybedişin romanıdır.   Kitap, Kübalı yaşlı bir balıkçının kendiyle ve denizle olan hesaplaşmasını, mücadelesini anlatır. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİLER İÇERİR. Santiago, yaşlı ve yalnız bir adamdır. Bedensel zayıflığına rağmen balıkçılıkla hayatını devam ettirmek zorundadır. Balıkçı Santiago seksen dört gün boyunca denizden eli boş döner. Büyük balığı yakalamak artık onun için bir saplantı haline gelmiştir.   Seksen beşinci günde denize açılan Santiago, sonunda büyük bir kılıçbalığı yakalar. Bu balığı yakalamak için çok fazla uğraş verir. Balıkla verdiği savaşı kazanan yaşlı adam, zıpkını ile balığı teknesine bağlar ve çekmeye başlar fakat balığın yarasından akan kanlar denize karıştığı için açık den...

Üstat ile Margarita-Mihail Bulgakov (İnceleme)

Resim
Üstat ile Margarita, Mihail Bulgakov’un 1938 yılında tamamlamasına karşın yazarın ölümünden yıllar sonra 1973’te basılan eseridir. Kitap “şeytan”ın Moskova’da vücut bulduktan sonra yaptıklarını anlatmaktadır. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERİR! İvan Poniryev ile Mihail Berlioz adında iki adam Moskova’da bir parkta sohbet etmektedirler. Kendini profesör olarak tanıtan Woland adındaki bir adam da sohbete dahil olur. Woland, Berlioz’a kafasının koparak öleceğini söyler. Woland’dan şüphelenen Berlioz, telefon etmek için iki adamın yanından ayrılır. Ayağı kayar ve biraz ilerideki tramvay raylarının üstüne düşer. Gelen tramvay Berlioz’un kafasını koparır. Bunun üzerine İvan bu adamın peşine düşer. İvan, Woland’ı takip eder ve Woland yanında birkaç adam ve ayakta duran bir kediyle beraber bir tramvaya binip olay yerinden uzaklaşır. Gördükleri karşısında şok olan İvan daha sonra yarı çıplak bir halde yazarların toplandığı bir restorana gider ve başından geçen...

Uyanış (Akıl Çağı)-Jean Paul Sartre (İnceleme)

Resim
Orijinal adı ile L’age De Raison Türkçe adı ile “Akıl Çağı”, Jean Paul Sartre’ın “Özgürlük Yolları Üçlemesi”nin ilk kitabıdır. Sartre, neredeyse tüm eserlerinde olduğu gibi, özgürlük kavramını ve bireysel seçimlerin insan hayatında oynadığı rolü bu kitapta ustaca bir kurguyla ele almış. Kitap hakkında detaylı tahlillere geçmeden önce anlattığı hikayeden biraz bahsetmekte fayda var. (Kitabı okumamış olanlar bu bölümü atlayabilirler.) DİKKAT ! : BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR Mathieu, burjuva soyundan gelen, burjuva gibi yaşayan, aynı zamanda da solcu fikirleri benimseyen, çelişkiler içinde bir felsefe öğretmenidir. Ivich adındaki güzel öğrencisi ve kardeşi Boris ile zaman geçirmeyi sevmektedir. Fakat bu iki gençle zaman geçirmesi yine ona gençlikle yaşlılık arasında büyük bir gel git yaşatmaktadır. Bir gün sevgilisi Marcelle’in hamile olduğunu öğrenir. Çocuğu aldırmak için Marcelle’in önünde iki seçenek vardır; ya pis bir kocakarı ile bu işi halledec...

Utanç-J.M.Coetzee (İnceleme)

Resim
Utanç, J.M.Coetzee’nin 1999 yılında yayımlanan ve aynı yıl Man Booker Ödülü alan eseridir. Kitapta David Lurie adında bir profesörün yasak aşk sonucu kariyerini ve itibarını kaybetmesini konu almaktadır. Film 2008’de Steve Jacobs tarafından sinemaya uyarlanmıştır. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR. David Lurie, yaşı ilerlemiş bir profesördür. Bir üniversitede edebiyat dersleri vermektedir. David öğrencilerinden biri olan Melanie adındaki kızdan çok hoşlanır. Kızdan yaşça çok büyük olan David, kızla vakit geçirmek için elinden geleni yapar. Melanie ise bu konuda pek istekli değildir. Bir süre sonra David ile Melanie birlikte olurlar. Melanie bu durumdan büyük pişmanlık duyar ama David için bu durum geçerli değildir. Bir gün serseri kılıklı bir genç David’in yanına gelir ve Melanie ile birlikte olduğu için onu tehdit eder. Aynı gün David’in arabasına zarar verilir. Melanie, David’in verdiği dersin sınavına girmemiştir. David, Melanie’yi odasına çağır...

Tatar Çölü-Dino Buzzati (İnceleme)

Resim
Tatar Çölü, Dino Buzzati’nin 1940 yılında yayımlanan ilk romanıdır. Kitap şehir hayatından çok uzakta bir kaleye atanan Giovanni Drogo’nun karşılaştığı olayları konu almaktadır. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR. Teğmen Giovanni Drogo, Bastiani Kalesi’nde göreve başlayacaktır. Akademiden yeni mezun olmuştur ve bu ilk görevidir. Bastiani Kalesi terk edilmiş bir hiçliğin ortasındadır. Drogo kaleye vardığı ilk andan itibaren oradan kaçmanın planlarını yapar. Kalenin arka tarafında “Tatar Çölü” olarak adlandırılan bir çöl vardır. Nöbetçiler haricinde oraya gitmek yasak olsa da Drogo yasağı bir şekilde delerek çölü görür. Drogo için günler sıkıcı geçmektedir. Herkese kalede yalnızca dört ay kalıp gideceğini söylemektedir. Dört ay çabucak geçer ve Drogo’nun gidiş günü gelir çatar. Binbaşıdan aldığı fikirle doktora gider ve hasta raporu yazdırır fakat daha sonra gitmekten vazgeçer. Bir gün Drogo bir tabyaya nöbete gider. Tabya, Tatar Çölü’ne bakmaktadır. ...

Taras Bulba-Nikolay Gogol (İnceleme)

Resim
Taras Bulba, Nikolay Gogol’un Zaporojye Kazakları üzerine yazdığı klasikleşmiş eseridir. Eserde, esere ismini veren Taras Bulba isimli yaşlı bir albayın hikayesi anlatılmaktadır. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR. Taras Bulba, yaşlı bir Kazak albayıdır. Hayatı cephelerde geçen Taras’ın iki oğlu vardır. Oğullarından biri olan Ostap iyi eğitim görmüş, savaşmayı ve içki alemlerini seven bir gençtir. Andrey ise Ostap’a göre daha ince ruhludur. Bir gün Taras oğullarını da yanına alarak Zaporojye’ye doğru yola çıkar. Amacı savaşmaktır. Zaporojye’ye ulaşan Taras, bölgenin atamanı ile görüşür ve savaşa girme isteğini dile getirir fakat ataman bu isteği kabul etmez. Bunun üzerine Taras, bir isyan tertipler ve atamanı devirir. Bu sırada halk ayaklanır ve bölgede yaşayan Yahudileri Dinyeper’e atarlar. Yeni seçilen ataman, Polonya’ya savaş kararı alır. Kazaklar Dubno şehrini kuşatırlar. Bir gece Andriy, daha önceden tanıdığı bir Tatar kadını ordugahta ...

Şato-Franz Kafka (İnceleme)

Resim
Şato, Franz Kafka’nın 1922 yılının başlarında kaleme aldığı, Max Brod’un 1926 yılında Kafka’nın ölümünden iki yıl sonra yayımladığı romanıdır. Kitap, Dava romanıyla ilişkilendirilebileceği gibi, başlı başına incelemeye değer bir eserdir. K. adında bir kadastrocunun bir köye gidişini ve o köyde yaşadıklarını anlatır. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERİR. Kitabın ana karakteri kadastrocu Bay K., Kont Westwest’in şatosuna ait olan bir köye atanır ve bir handa konaklamaya başlar. Handakilere şatoya kadastrocu olarak atandığını söyler fakat kimseyi inandıramaz. Daha sonra yayılan söylentilerin de yardımıyla K’nın yeni kadastrocu olduğuna herkes inanır. K, köyde keşif yapmaya başlar. Amacı şatoya çıkıp Kont Westwest ya da onu temsil eden bir yetkili ile görüşüp, görevi hakkında bilgi almaktır. Köylülerin şatoya giden yol dedikleri yolu izler fakat yolu tarif eden köylülerden hiçbiri onu şatoya götürmeye yanaşmaz. Bunun üzerine hana dönen K, orada Artur ve Jer...

Silahlara Veda-Ernest Hemingway (İnceleme)

Resim
Silahlara Veda, Ernest Hemingway’in 1929 yılında yayımlanan, yayımlandığı dönemde büyük yankı uyandıran eseridir. DİKKAT! BU BÖLÜM KİTAP HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇERMEKTEDİR. Teğmen Frederic Henry, İtalyan ordusunda gönüllü olarak savaşan Amerikalı bir gençtir. İtalyanlar Avusturyalılarla savaş halindedir. Avusturyalılar bekleyişin ardından saldırı planlamaktadırlar. Bu sırada Henry savaşa hazırlanmaktadır. Öte yanda ise Catherine Barkley adında genç bir hemşireye gönlünü kaptırır. Savaş başlar ve Henry ambulans sürücüsü olarak cepheye gider. Bekledikleri sığınağa bir top mermisi isabet eder. Henry yaralanmış, sığınaktaki bir arkadaşı da ölmüştür. Henry’nin yaraları çok önemli görünmese de hemen cephe gerisine alınır. Henry Milano’ya gönderilir. Catherine de Henry’nin arkasından Milano’ya gider ve orada çalışmaya başlar. Henry’nin dizinden ameliyat edilmesi gerekmektedir fakat onu ilk muayene eden doktor ameliyatın altı aydan evvel yapılamayacağını söyler. Bunun üzerine...

Siddhartha-Hermann Hesse (İnceleme)

Resim
Hermann Hesse’nin “Bu kitapta tüm dinlerde, insanların benimsediği tüm inanış biçimlerinde ortak olan yanı, tüm ulusal ayrımları aşan, tüm ırkların, tüm bireylerin benimseyebileceği şeyi yakalamaya çalıştım.” şeklinde tanımladığı ölümsüz eseri Siddhartha. Okuyucuyu imgelemin uç noktalarına taşıyarak sıkmamayı bir şekilde başarıyor Hesse.   Her ne kadar eylem tasvirlerinden çok, düşüncelerin önemli olduğu bir eser olsa da aşağıdaki bölümde kitabın olay örgüsünden biraz bahsetmek iyi olacaktır.   DİKKAT! : BU BÖLÜM ESER İLE İLGİLİ DETAYLI BİLGİ İÇERİR   Siddhartha, küçük yaşlardan itibaren en yakın dostu Govinda ile Buddha’nın öğretilerine uygun yaşayan genç bir göçebe “samana”dır. Buddha’nın da öğütlediği gibi “Ben”inden sıyrılmaya çalışan genç adam bunun boş bir çaba olduğunu görür ve arayış sürecine daha farklı öğretilerle devam etme arzusuyla diğer samanaların yanından ayrılarak şehre gitmeye karar verir. Şehre ulaşmak için geçmesi gereken bir nehrin başına g...